Türklerde Tiyatro
Gökçen KOÇ
Tarihte Dünyanın birçok bölgesini
egemenliği altına almış sonra şu ya da bu sebeplerden dağılmış olan Türk
toplumunun tiyatro kökeni de karışıktır. Bunları tam doğrusu ile bulup ortaya
getirmek bugüne değin olanaksızdı. Türk tiyatrosunun miladı Anadolu Türkleriyle
sınırlandırılabiliyordu ancak bugün derlenmekte olan belgelerin doğrulukları ve
evreleri tam saptanamamaktadır. Şu bir gerçektir ki, Orta Asya’dan çıkışımızda,
İslam’ın kabulünden önce, dinsel törenlerimizde, dünya bölgelerindeki tiyatro
oluşumu bizde de var, ve o oyunlar bugün bile gelenek olarak köylerimizde
oynanmaktadır. Zamanında kız kaçırma, savaş , bereket gibi olayları yansıtan
seyirlik oyunlar yalnızca köy büyüklerimizin belleklerinde kalmıştır.
Geleneksel Türk tiyatrosu kapsamı
içinde meddah, kukla, karagöz,ortaoyunu, rengi, köçek, curcunabaz, hokkabaz, savaş
oyunu gibi dramatik içerik taşıyan türlerin yanı sıra, ustalık ve hüner
gösterileri de yer alır: cambaz, sihirbaz, tavşan oğlanları (dansçı), perendebaz,
çemberbaz (denge sanatçıları), maymunbaz, köpekbaz (hayvanlarla gösteri yapar),
ateşbaz (fişeklerle gösteriye çıkar)gibi.
Dramatik içerikli türlerden, ahlâkî
çıkarsamalar da yapabilmekteyiz. Dramatik içerikli oyunlar toplumsal sorunlara dolaylı
yollardan genellemelerle, soyutlamalarla yaklaşır. Oyunlar yazılı metinlere
dayanmaksızın belli bir yolu izleyen ustalaşmış oyuncuların doğaçlama
becerileriyle de geliştirilir.
Geleneksel Türk tiyatrosunun dramatik
içerikli türlerinde taklit; başlıca çatışma ve kişileştirme yöntemi olarak
kullanılır. Oyuncunun başarısı taklit yapmadaki ustalığıyla ölçülür.
TİYATRODA SEYİRCİ OLABİLMEK.
Evet, Bir tiyatro oyununu
sahneleyebilmek, sorumlulukları yüklenip aktarabilecek güce coşkuya sahip olmak için
önce onu izleyip eleştirebilecek seyircinin olması gerekir. Tiyatro yapımcısı
çalışmasını, ortaya koyduğunu, seyreden gözüyle denetleyebilme yeteneğine de
sahip olmalıdır. Tiyatro seyircisiyle seyirci tiyatrosuyla her zaman bütünleşmelidir.
Bu da seyircinin daha dikkatli olmasını,
eleştiri gücünün fazlalaşmasını sağlar. Bizim seyircimiz, sahnede birçok öneriyi
iletmek için uğraşanları, yorulanları, onları tedirgin etmeyecek düzeyde izleyen
fakat oyunu, oynayışı anlayan, varlığı ile oyuna yön veren, yargılayan, tepkisini
belirli ölçülerle ortaya koyan seyircidir.
Tiyatro ancak seyirci ile bütünlenen bir
topluluk sanatı ve eylemdir.
Tiyatro, seyircisinin kendini anlayıp,
yorumlayıp, gerektiği yerlerde oyuna verdiği tepkilerle yönleşen, oluşan bir
topluluk sanatı ve eylemdir. |