sayı 5-6

Ekonomik Özgürlük Kavramı

Barış Manço'yıu Düşünürken

Sinema

"Sivil özgürlük" süz "Siyasal Özgürlük"! Olur mu?

Bülbül

Kadın ve Taciz

Nefes alacağınız son oksijende tükenirken

Vahşetin Belgeseli

Ne Yapacağını Bilememek

Türkiyenin Konumu

Haymatlos

Yalancı Masumiyet

Hangi laiklik

E-Deneme


ANASAYFA

e@mail

 

Ekonomik Özgürlük Kavramı

Çev:Muhammed Pakdil

Ekonomik özgürlüğün güvenilir bir ölçümünün gelişmesi, kavramın açıkça tanımlanmasını gerektirir. Şahsî tercih, mübadele serbestliği ve özel mülkiyetin korunması ekonomik özgürlüğün en önemli unsurlarıdır. Ekonomik özgürlük mevcut olduğunda şahıslar zamanlarını ve diğer kaynaklarını nasıl kullanacakları, hangi malları tüketecekleri ve hangi iş ve yatırım imkanlarını takip edecekleri gibi iktisadî tercihleri yapmakta serbesttirler. Tabiî ki, çoğu kez başkalarıyla işbirliği yapmayı kâ rlı bulacaklardır ve pazar onların tercihlerini düzeltecek ve bir ahenk içerisine sokacaktır.

Devletin, ister tek bir kişi tarafından isterse demokratik bir usulle yönetilsin, hangi malların nasıl üretileceğine karar vermek maksadıyla kullanılması, şahsî ekonomik özgürlüğün ihlâ l edilmesidir. Diğer veriler sabit kabul edildiğinde, daha özgür olan ekonomiler bu temel iktisadî sorulara cevap vermekte piyasaya daha fazla itimat edecek, devlete ise daha az bel bağlayacaktır. Bu, devletin hiçbir rolü olmadığı manasına gelmez. Zor kullanılarak , hileyle ya da hırsızlık yoluyla kazanılmamış mülkiyetin korunması da ekonomik özgürlüğün lüzumlu bir unsurudur. Bu koruma genellikle piyasanın etkisini arttıran yasal bir yapıyı ve diğer kurumsal düzenlemeleri (örneğin fiyat istikrarıyla tutarlı parasal düzenlemeler) icap ettirir. Hükû metler bu yapıları sağladıkları zaman ekonomik özgürlüğü tesis ederler.

İktisadî olarak hür bir toplumda, şahsî mülkiyetin korunması ve gönüllü bir mübadele sistemi için istikrarlı bir altyapının sağlanması devletin temel görevidir. Bir devlet şahsî mülkiyeti koruyamadığı, mülkiyeti bedelsiz olarak kendi üstüne aldığı ya da gönüllü mübadeleyi kısıtlayan sınırlar tesis edip bu yönde politikalar takip ettiği zaman vatandaşların ekonomik özgürlüğünü çiğnemiş olur.

Basın Açıklaması

Türkİye’de Ekonomİk Özgürlük Gerİlİyor

Ekonomik Özgürlük İndeksi Açıklandı

Kanada’daki Fraser Enstitüsü ile ABD’ deki Cato Enstitüsü’nün başını çektiği, 80 ülkedeki liberal enstitülerin işbirliğiyle, Türkiye’den ise Liberal Düşünce Topluluğu’nun katkılarıyla hazırlanan Dünya Ekonomik Özgürlük İndeksi 80 ülkede 5 Kasım 1998 günü açıklandı. İndeks 120 kadar ülkenin ekonomik özgürlüklerini değerlendiren, başında ünlü iktisatçı Prof. Dr. James Gwartney’in bulunduğu bir ekip tarafından hazırlanan son derece ciddi ve seviyeli bir akademik çalışma.

1998/99 Dünya Ekonomik Özgürlük İndeksi

1990 yılında dünya ekonomik özgürlük sıralamasında, 10 üzerinden 5.1 ile, elli beşinci sırada yer alan Türkiye, 1997 yılında puanını 6.3’e çıkarmasına rağmen sıralamada altmışıncılığa düştü. Türkiye en iyi sıralamayı, alternatif para birimlerini kullanma özgürlüğü sahasında otuz dördüncülükle elde etti. Para politikası ve fiyat istikrarı sahasında Türkiye yüz on beşincilikle bu sahadaki en kötü performansa sahip birkaç ülkeden biri oldu. Türkiye, ekonominin yapısı ve piyasaların kullanımı sahasında ellinci, sermaye ve mali piyasalarda mübadele serbestliği sahasında ise altmışıncı sırada yer aldı.

Çalışma Hong Kong’un ekonomik olarak en özgür ülke konumunu koruduğunu ortaya koyuyor. Hong Kong’un ardından Singapur, Yeni Zelanda, Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere sıralanıyorlar. 1990’dan 1997’ye kadar olan dönemde Yeni Zelanda ekonomik olarak en özgür ülkelerden biri haline gelirken, İsviçre ekonomik özgürlük sıralamasındaki ilk beşteki yerini kaybetti. Genelde, Latin Amerika ülkeleri 1997’de 1990 yılına nazaran gelişme kaydettiler. Ekonomik özgürlükte en büyük artış Dominik Cumhuriyeti, Macaristan, İrlanda, Panama, Filipinler, Polanya, Portekiz ve Çek ve Slovak Cumhuriyetlerinde (1990 yılı Çekoslovakyasıyla mukayese edildiğinde) görülürken; Malezya, Endonezya ve Venezuella ekonomik özgürlük alanında önemli düşüşler yaşayan ülkeler arsında yer aldılar.

Veriler 1997’de 119 ülke, 1990’da 111 ülke için yirmi beş değişken arasından toplandı. Bu değişkenler devletin birçok alanda ekonomik özgürlüğü kısıtlayan uğraşlarını puanlamaya yönelikti. Her ülke her değişken için 1 ila 10 arasında istatistikî bir puanlamaya tâbi tutuldu.

Ekonomik Özgürlük Daha Müreffeh Toplumlar Teşkil Ediyor

Bu çalışmanın en çarpıcı sonuçlarından birisi ekonomik özgürlük ve refah arasındaki ilişki. Ekonomik özgürlük sıralamasında ilk yüzde yirmilik dilimde yer alan ülkelerin kişi başına düşen gayri safi yurt içi hasıla ortalamaları 18.142 Amerikan doları iken bu ülkeler ortalama yüzde 1,84’lük büyüme oranlarına sahipler. Ekonomik özgürlükle birlikte kişi başına düşen gayri safi yurt içi hasıla ve büyüme oranı ortalamaları da düşüş gösteriyor. Ekonomik özgürlük sıralamasında en alt yüzde yirmilik dilimde yer alan ülkeler ortalama 1.538 Amerikan doları kişi başına yurt içi hasılaya sahipken bu ülkelerin büyüme oranları da ortalama yüzde 2.1 olarak kayda geçti.

Bu ve diğer Dünya Ekonomik Özgürlük İndekslerindeki veriler, ekonomik olarak daha özgür olan ülkelerin daha düşük seviyede ekonomik özgürlüğe sahip ülkelere nazaran daha iyi bir ekonomik performans ortaya koyduklarını gösteriyor. Araştırma, daha fazla özgürlük istikametindeki politikaların daha yüksek hayat standardı için gerekli temelleri oluşturduğunu ortaya koyuyor.

Ekonomik özgürlüğe ilgi duyuyorsanız daha fazla bilgi için, Liberal Düşünce Topluluğu’ndan Muhammet Pakdil ile irtibat kurabilirsiniz