sayı 4

Feodal Zengin ve Gerçek Burjuvazi

Türkiyede Anayasal gelişmeler

Demokrasinin imkansızlığının İmkansızlığı

Kurtuluş Özel Eğitimde

Bir Mucizeyi Beklerken

İlaçta Patent Tartışması

İlaçta Patent Tartışması(2)

Demokratik İşbölümü

En Ateşli Liberal

Sistem Düşüncesi

Çocukların Zararlarından kurtulma yolları

Barter

Devlet ve İnsan

Türban ve İnsan hakları

Piyasa Reformları Avrupa Futbolunu Geliştiriyor

Özel Sektör, Yapı Kredi ve Faşizim

Kayıp Kadınlar Üstüne

Bilmece


ANASAYFA

e@mail

 

ÖZEL SEKTÖR, YAPI KREDİ BANKASI VE FAŞİZM!

Metin Yıldız

Cumhuriyetimizin 75. Yılının yapılması gerekli kutlamaları biraz abartılıydı. Kutlamalar sırasında amacını aşan ve bugünün dünyasının kavramakta zorluk çekeceği bazı görüş ve yaklaşımları adeta halka empoze etmeyi amaçlayan çabalara şahit olundu. Bunlar kutlama faaliyetlerinin yoğunluğu içinde dikkat çekmemiş olabilir, ancak gözden kaçırılma malarında yarar var.

75. Yıl münasebetiyle ülkemizin önde gelen özel bankalarından Yapı Kredi, İstanbul Galatasaray’da bir yazı resim sergisi açtı. Teknik bakımdan hayli güzel olduğu söylenebilecek bu serginin fikir içeriği ise insanın tüylerini diken diken edecek kadar korkunç! Evet, abartmıyorum, kelimenin tam anlamıyla korkunç!

Serginin hedefi, ilk görünüşte, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk döneminde hangi zorluklarla mücadele edildiğini ve ülkenin nerelerden geçerek bugüne geldiğini göstermek. Ancak, sergideki yazılara göz attığınızda, bunun böyle olmadığı anlaşılıyor. Serginin örtülmeye çalışılmış ama mızrağa sığdırılamamış ana amacı, liberalizme saldırmak ve faşizmi övmek. Sergiye göre Türkiye Cumhuriyeti’nin tek parti dönemindeki (ve şüphesiz, bu kafaya göre, aynı zamanda bugünkü) en büyük düşmanı liberalizmdir. Çünkü liberalizm, ülkemizin birlik ve bütünlüğünü bozmakta, toplumsal sınıflaşmalara yol açmakta, ülkemizi yabancı ve zararlı cereyanlara açmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti için en büyük tehlike liberalizmdir. Liberalizm o kadar menfur bir tehlikedir ki, bir diğer tehlike olan ama asla liberalizm kadar korkunç bir tehlike olmayan Marksist-Leninist cereyanlar da, liberalizm yüzünden doğmaktadır.

Sergide verilen mesaj; toplumun devlet içinde eritilmesi; birey haklarına değil, devlet otoritesine “hörmet”in esas olması; ekonominin devlet güdümünde bir kumanda ekonomisi olması, her türlü hak ve özgürlüklerin devlet otoritesiyle sınırlanmasıdır. Kısaca sergi, liberal-demokratik sisteme ve uygarlığa bir reddiyedir. Totaliterizmin faşist türünün savunusudur.

Bu tür reddiyeler yeni değildir. Her dönemde mevcut olmuştur. Şaşırtıcı olan, böyle bir yaklaşımın bir özel sektör kuruluşu olan, yani varlığını liberal demokrasiye borçlu olan bir banka tarafından veya onun adına sergilenmesidir. “Kendini asacak sicimi satmak” diye buna denir herhalde. Yapı Kredi Bankası yöneticilerini, bankanın adını Faşizmbank olarak veya serginin başyıldızı Recep Peker’e hürmetle Recep Peker Bank olarak değiştirmeye davet ediyorum.