sayı 4

Feodal Zengin ve Gerçek Burjuvazi

Türkiyede Anayasal gelişmeler

Demokrasinin imkansızlığının İmkansızlığı

Kurtuluş Özel Eğitimde

Bir Mucizeyi Beklerken

İlaçta Patent Tartışması

İlaçta Patent Tartışması(2)

Demokratik İşbölümü

En Ateşli Liberal

Sistem Düşüncesi

Çocukların Zararlarından kurtulma yolları

Barter

Devlet ve İnsan

Türban ve İnsan hakları

Piyasa Reformları Avrupa Futbolunu Geliştiriyor

Özel Sektör, Yapı Kredi ve Faşizim

Kayıp Kadınlar Üstüne

Bilmece


ANASAYFA

e@mail

 

SİSTEM DÜŞÜNCESİ

Barış ÇİÇEK

Bu, anlamsız bir başlık gibi, ama değil. Çok önemli bir konu; yaşadığımız dünyayı anlamak için, bir kısır döngüdeyseniz dışına çıkmak için. Peki nedir bu kadar önemli olan, nedir benim gibi hayli meşgul bir insana bu yazıyı yazdıran?

Hiç kendinizi aşamadığınız oldu mu? Ya da şöyle diyelim: Dünyanızı değiştirmek isteyip de beceremediğiniz oldu mu? Aslında bu kadar kesin sormamalıydım, çünkü sanırım çoğunuzun bu sorulara yanıtı hayır olacaktır. Sınırları daraltayım. İşte birkaç örnek.

Hayatınız boyunca bir kızla çıkamadınız. Feci şekilde abazasınız ve acilen bir kızla öpüşmek nasıl bir şey öğrenmeniz lazım. Ama olmuyor. Bir türlü yapamıyorsunuz. Bütün kızlar kendini beğenmiş. Aileniz size içler acısı bir kendine güven duygusu vermiş. Ortam yok. Arabanız yok. Güzel espri yapamıyorsunuz. İğrenç bir muhabbetiniz var. Konuşurken kızın gözüne bakmaktansa tırnaklarınızdaki pisliklere bakıyorsunuz. Ve yapamıyorsunuz. Hiç bir şekilde olmuyor. Bu kadar mazeret varken yapmanız zaten imkansız. Demek ki şu an bir kısır döngüdesiniz. Yakın zamanda da çıkamazsanız en yakın arkadaşınıza bile kötü gözle bakmaya başlayacaksınız. Evet, durum sizin için ve arkadaşlarınız için gayet rezalet.

Bir başka örnek: Okuduğunuz ikinci okul ve daha şimdiden onu da iki üç sene uzattınız. Bölümünüzü seviyor musunuz sevmiyor musunuz o da belli değil. Okul dışında arkadaşlarınızla takıldığınız bir ortam var ama bu sefer durum değişik çünkü orada başarılı ve gözdesiniz. Nitekim o ortamda da yükselemiyorsunuz çünkü sıfatınız hala öğrenci. Bütün bu ahval ve şerait içinde bir de size durmadan para yollayan ama ne hikmetse bir türlü çileden çıkmayan bir aileniz var. Hayatınıza yön verdiniz zannediyorsunuz ama belli ki hayatınız size yön veriyor. Dünyanıza etkiyecek dış müdahalelere ihtiyacınız var.

Bir örnek daha: Gayet iyi bir fakülteyi tutturdunuz ve bir senedir de okumaktasınız. Fakat bu seçimi niye yaptığınızı hala bilmiyorsunuz. Ama pek o kadar da takmıyorsunuz çünkü herkes sizin gibi. Bunun dışında dans etmeye acayip bir ilginiz ve yeteneğiniz var. Bunu kendiniz gibi çevrenizdeki herkes de iyi biliyor. Ve ailenizi suçluyorsunuz. Niye beni küçükken konservatuvara yazdırmadınız? Niye beni dans kurslarına göndermediniz? Ama artık nafile çünkü eşşek kadar oldunuz ve bu saatten sonra sizin anne babanızı kurslara göndermeniz lazım. Giyinmeye de çok meraklısınız ve epey de iyi giyiniyorsunuz. Moda dergilerini takip ediyor ve resimler biriktiriyorsunuz. Aslında süper de bir modacı olma potansiyeliniz var. Okula gitmek sırf ortam yarattığı için güzel lakin derslerdeki konularla hiç bir bağınız yok. Gelin görün ki durum bu ve siz düşündükçe üzülüyorsunuz. Size yazık olacak gibi.

Son bir örnek: Kendi işinizi kurdunuz ve başındasınız. Okulunuzu bitirip askere gideli çok uzun zaman oldu. Ee tamam ne var bunda demeyin, çünkü var. Hem de önemli bir sorun var. Karnınızı anca doyuruyorsunuz. Halbuki bu işi ne umutlarla kurmuştunuz. Borca girmiştiniz, harca girmiştiniz. Babanıza emekli ikramiyesiyle aldığı evini sattırmıştınız. Umutlarınız büyüktü. Piyasayı az çok incelemiş ve 'ben de yaparım kardeşim, ne var bunda' gibi mantıklı sonuçlara varmıştınız. Dükkanınızı büyük bir heyecanla açıp kendi işinizin başına şöyle güzelce bir kurulmuştunuz. Gelgelelim hala çoğu gününüz siftahsız geçmekte ve iğrenç vergiler kabuslarınızda karabasan şeklinde bilinçaltından hortlamaktalar. Evet siz de bir girdaptasınız. Boğulmamak için karınıza, ana babanıza tutunuyorsunuz ama onları da bilmeden akıntıya çekiyorsunuz.

Bütün bu sıkıntılı durumlardan nasıl kurtulursunuz? İlk akla gelen, dışımızdaki birinin yardım etmesidir. Ama bu tür yardımların işe yaraması için bile öncelikle bireylerin kendilerinin istekli ve hazır olmaları gereklidir. Hiç kimse, bir insana, o insanın kendisinden daha fazla yardımcı olamaz.