Sayfalarımızı
araladığınız için teşekkürler. "Medya" çağında yaşadığımız şu
günlerde, sayıları çoğalan ve içlerinde oldukça başarılıları da bulunan
düşünce dergileri içinde, böylesine amatör bir derginin başarı şansı nedir tam
bilemiyorum ama, aramızdaki iletişim ve diyaloğun sizin de ilgilerinizle daha da
artacağına inanıyorum.
Dergimiz olayları liberal bir
bakış açısıyla, fikirlerini çoğunlukla bu eksende toplayan bir biçimde
yorumlamayı hedeflemektedir. Liberalizm, Türkiye için -maalesef- yeni bir kavram… Her
ne kadar 80'li yıllardan bu yana bu kavram literatürümüze girmişse de, çoğunlukla
muğallakta kalmış ve -yine maalesef- haddinden fazla çarpıtılmaya uğramış,
bilinçli bir biçimde önyargıların oluşturulması amaçlanmış bir kavram
olmuştur. Ben bu yazıda,elimden geldiğince amatörce ve sade bir üslupla, liberalizmin
temel unsurlarından bazılarından bahsetmeye çalışacağım.
Her şeyden önce liberalizm,
"bireyci" bir ideolojidir. Çoğu karşıt görüş sahipleri liberalizmi "çıkarcılık"
ve "egoistlik"le suçlamıştır. Oysa ki durum böyle değildir. Liberal
düşünceye göre insan temel beşeri gerçekliktir. Bugün diğer ideolojilerin temel
aldığı toplum, millet, sınıf gibi kavramlar, somut ve elle tutulabilir varlık olan
insanın diğerleriyle bir araya gelmesi ve iletişimi sonucu doğan oluşumlardır. Her
ne kadar millet, toplum gibi bütünler hakkında yorum yapılabilse ve bunların
çeşitli şekillerde tek bir varlık gibi davrandığı düşünülebilse de, bu gruplar
içerisindeki bireyler birbirlerinden farklı davranış biçimleri
gösterebilmektedir. Liberalizm, totaliter rejimlerin her türüne karşıdır.
Yirminci yüzyılda çeşitli totaliter ideolojiler birçok aydının hayalini
süslemiştir. Tarihi pratik ise, bu ideolojilerin insanoğluna acıdan başka bir şey
vermediğini göstermiştir. Büyük filozof Hayek'in dediği gibi "Sosyalizm
totaliter rejimlerin en asilidir". Totaliter bir rejim, yukarıda değindiğimiz
bütünlerden birini baz alır, onu tekil bir varlık addeder ve belirli bir kalıba
sokmaya çalışır. Bu, liberalizmin en önemli unsuru "bireycilik"e ve en
fazla önem verdiği değer olan "özgürlük"e ters düşmektedir. Bu tarz bir
bütünün önemsiz bir parçası haline gelen birey, tercih hakkını kullanmaktan
mahrum kalır. Bu da, bizatihi o bütün (toplum, millet vs.) için felakettir.
Çünkü toplumun gelişimi, ancak bireylerin tek tek eylem ve davranışlarıyla
mümkündür.
Liberalizmin ekonomik olarak tercih
ettiği sistem, bireyci felsefesinin doğal bir sonucu olarak "serbest piyasa"dır.
Birçok insan özgürlük anlamında ve siyasi bakımdan liberal ilkeleri savunuyor
gözükse de, ekonomide devletçiliği destekler. Bunda, liberalizm karşıtı etkili
propagandaların payı büyüktür. Oysa ki serbest piyasa, özgürlük ve bireycilik
birbirini tamamlayan ve çoğu halde de "biri olmazsa diğeri olmaz"
unsurlardır. Her şeyden önce devletin ekonomik bir faaliyette bulunması kaçınılmaz
olarak, savurganlığa ve daha ötesi, toplumsal ve ekonomik kararlarda politikanın
aşırı şekilde öne çıkmasına sebep olur. Bu da, siyasi ve toplumsal kirliliğe yol
açar. Bu gün ülkemiz sorunlarının kaynaklarından birisi de, devletin ekonomiye
fütursuz müdahalesidir. Liberalizme göre, bireyler kendilerini en uygun ve
kazançlı duruma getirecek eylemlere yine kendileri karar verir. Böylece, bireyler
arasında bir rekabet başlar. Bu rekabet, daha iyi malın, daha ucuza ve daha az
savurganlıkla üretimini ve tüketimini ve bolluğun artmasını sağlar. Kimisine göre
bu rekabet insanlar arasında kötülüğün ve kanunsuzluğun oluşmasına sebep olur ve
bu yüzden zararlıdır. Bu arada, liberalizmin önemli unsurlarından olan
"hukuk" kavramı işin içine girer. Negatif boyutlu ve öngörülebilir
kurallara dayanan rekabet en verimli sonucu verecektir. Zaten etik bakımdan ele
alındığında, serbest piyasa bir zorunluluktur. Devletçi ekonomiler toplumu adım
adım totalitarizme sürükleyebilir. Bir nebze de olsa, hatta iyi niyetle de olsa,
devlet müdahalesi totaliter tehlikeyi besler. Özellikle eğitim gibi önemli hizmetlerin
sadece devletçe sağlanması, tek tip insan tipinin oluşmasına yol açar ki; bu da
bireysel yaratıcılık ve toplumsal gelişimin önündeki engellerden biridir.
Buraya kadar, liberalizmin birkaç temel
kavramını oldukça "genç" biraz da "amatör" bir biçimde ele
almaya çalıştım. Temennimiz dergimizin ilerleyen sayılarıyla birlikte, liberalizm
terimini literatürümüze ve gündemimize daha fazla sokmak, yerel ve evrensel olay ve
fikirleri liberal bir bakış açısıyla tartışmak olacaktır. Tekrar
görüşmek dileğiyle…